Son dönemlerde bir Belediye Başkanı ülke gündeminin bir kısmını meşgul ediyor. Yoksa gündemin ne olduğu malum... "AKP?ye açılan kapatma davası, Fenerbahçe-Galatasaray derbisi ve Gıda Fiyatlarının yükselmesi" gibi konular...


Bu kadar tantana arasında İzmir-Dikili Belediye Başkanının bazı icraatleri soruşturma geçirmesine neden oldu...



Yukardaki paragrafı okuyan herkesin aklına ilk önce eminim, ?yolsuzluk? kavramı gelmiştir. Yoksa bir yolsuzluk mu yapmış?


Cevap: Hayır...


Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, 10 tondan az su harcayan vatandaştan su parası almıyormuş....Başka?


Mevcut olanaklarını kullanarak ilçe halkına ucuz sağlık hizmeti sunuyormuş! Parası olmayan da sağlık ücreti alınmıyormuş. Zaten alınan para da sembolikmiş...Başka?


Başka bir şeyler yapmasına zaman kalmadan hemen hakkında soruşturma açılmış. Bazı gazeteler ?kömür dağıtsa başına bu işler gelmeyecekti? tarzında başlıklar atmışlar...


Şimdi bir belediye başkanının görevi, kendi belediye sınırları içindeki halkın hayatını kolaylaştıracak adımlar atmak değil midir? Yani belediyenin gücü yettikçe halka hizmet etmek Belediye Başkanı?nın boynunun borcudur. 10 tondan az su kullanan vatandaş fatura ödemeyince, fazla harcayanlar da tasarrufa yönelmişler... Bu bir gelişme gibi geliyor bana, hatta olumlu bir proje...


Ucuz sağlık hizmeti konusuna gelince, sosyal bir devletin bunu parasız yapması gerekmiyor mu zaten? Adamın siyasi görüşü ve partisi beni ilgilendirmiyor. Kaldı ki yerel yönetimlerde bunun bir anlamı yok.


Önemli olan hizmet!


Bu Belediye Başkanının bu projesi incelenip değerlendireleceği yerde kendisine soruşturma açılıyor. Oysa Türkiye?deki bütün yerel yönetimler, eğer yapılabilirliği varsa, bu tarz projeler geliştirebilmedilir diye düşünüyorum...