iran_elections_online


Dünya son günlerde İran?da yaşanan olaylara kilitlenmiş durumda. Seçim sonuçlarına itiraz eden Musavi yanlılarının sokaklarda sürdürdüğü inatçı direniş her geçen gün daha da büyüyor.





İran?da yaşanan seçimlerde bir takım gelişmeler yaşanmış olabilir. Bunları Türkiye?den oturduğumuz yerden ne derece analiz edebiliriz bilemiyorum. Ama güzide gazete yazarlarımız ayrıntısı ile bilmedikleri olayları analiz etme konusunda ultra bir yeteneğe sahipler.


İran?da halkın bu derece ayaklanmasına ve sokaklara dökülmesine neden olan elden ele dolaşan bir belge. Dini lider Hamaney?e gönderilen bu belgede Musavi?nin aslında seçim galibi olduğu ancak Ahmedinejad?ın görevine devam etmesi gerektiği gibi bir takım bilgiler yer alıyor.


Tabi basına sızdırılan bu belgenin doğruluğu konusunda elimizde net veriler yok o nedenle bu belge üzerine yapılacak analizler sağlıklı olmayabilir. Diyelim ki belde doğru ve Musavi aslında seçimi galip bitirdi. Ben bu noktada yapılan Musavi reformcudur, Ahmedinejad muhafazakardır yorumlarını anlamakta zorlanıyorum.


Musavi, İran?ın en zor dönemleri olarak bilinen İran-Irak savaşında İran?ın Başbakanlığını yapmış bir isim ve muhafazakar olarak biliniyor. Kerrubi keza aynı şekilde muhafazakar. Ahmedinejad?ı ise zaten biliyoruz.


"Burada Ahmedinejad kırdan ve köyden oyları topladı ama şehirli oylar Musavi?ye gitti" gibi bazı yorumlar yapılıyor. Oysa bunlara katılmak çok zor. Hatta imkansız. Köylerden ve kırdan Kerrubi ve Musavi?ye de önemli oranda oy çıktı.


Ama İran?ın siyasi iç dinamiklerini doğru analiz edemediğimiz için olaya Türkiye?deki örnekler dahilinde bakabiliyoruz. İran din ve devlet işlerini beraber yürüten bir ülke ve bu İran?daki insanların pratik hayatına da son derece yansımış durumda. Tahran?ın kuzeyinde bulunan zengin kesim, ülkede reformcu bir adayın kazanmasını elbette ister ancak "İran?ın islam üzerine kurduğu rejimi terketmesini ister mi?"  işte bu soru sorulmalıdır.


Bu soru aynı zamanda Musavi?ye oy veren milyonlarca insana da sorulmalıdır. İran?daki sorun bir rejim sorunu değil bir statüko sorunudur.


Ahmedinejad yönetiminin bir diktatörlüğe doğru gittiğini düşünen büyük bir kesim sokak eylemlerine başlamıştır. Radyo-Tv ve bir çok iletişim aracının kesilmesine rağmen internet aracılığıyla toplanan bu insanlar bir yandan da statükocu yönetimlerin internetin başat rol oynadığı bir dünyada şansları olmadığını tüm dünyaya haykırmaktadırlar.


Yani sonuç olarak şöyle bitirebilirim. İran?daki sorun ABD medyasının son zamanlarda forse ettiği gibi bir rejim sorunu değildir, bir yönetimin diktatörleşebileceği sorunudur. Bir statüko sorunudur.


Yoksa şuna bir çok İran?lı düşünce adamı da katılmaktadır ki Musavi de en az Ahmedinejad kadar muhafazakardır. Ya da bizim İran?daki muhafazakar ve reformcu gibi kavramlara yüklediğimiz anlamlarda bazı sorunlar var.