mustafa-sarigul


"Çare Sarıgül" sloganı ile yola koyulan Mustafa Sarıgül bir medya sansürü ile karşı karşıya. Öyle ki Batman'da yaptığı il merkezi açılışı bir mitinge dönüşmesine rağmen bir kaç gazete dışında habere yer veren hiçbir medya organı yoktu.


Duvarlara "çare sarıgül" yazanların çoğaldığı ve açılışların bile bir mitinge dönüştüğü Sarıgül neden medya tarafından yeterli ilgiyi göremiyor. Halbuki CHP Kongresinde Deniz Baykal'a rakip iken medya tarafından  neredeyse bir Başbakan adayı muamelesi gören Mustafa Sarıgül değil miydi?


Özgür basın kavramını hele Türkiye'de analiz etmek ya da değerlendirmek gerçekten çok zor. Bu akşam (17 Kasım 2009)  Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programında konuk olan Abdüllatif Şener de aynı sorundan yakındı. Sivas'ta yaptığı müthiş ilgi gören açılışın hiçbir medya organında yer almaması onu şaşırtmıştı.


"Özgür basın"ın olmadığından dem vuruyordu.


Demek ki bu ülkede ortaya çıkan her siyasi hareket popüler olsa da medyadan aradığı ilgiyi bulamıyor. Ya da medya çifte standart uyguluyor. Tek tük köşelerde yazılar da yazılmıyor değil. Örneğin bugün Yalçın Doğan, Hürriyet'teki köşesini Mustafa Sarıgül ve hareketine ayırmıştı. O yazının son paragrafındaki Mustafa Sarıgül'ün şu sözleri ile yazıya noktayı koyalım:


?Şu anda 680 bin gönüllümüz var, bu iki milyona çıkacak. Bunlar parti görevlisi olacak, bir gönüllü beş kişiye hitap edecek. Şu anda 7.400 gencimiz var, bu elli bine çıkacak. Biz iki lideri örnek alıyoruz. Demokrasi ve özgürlükler açısından Erdal İnönü?yü, pratik ekonomik çözümler açısından Özal?ı. Ama gönlümüzdeki iki sosyal demokrat lider  Olof Palme ile Willy Brandt.?