CHP, Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderliğe gelmesi ile beraber bir devinim yakalamıştı. Ancak geçen zaman ile beraber CHP, giderek "kararsız" ve "her an değişen", "tutarsız" politikaların içinde debelenmeye başladı.



Parti merkezinin yapısı Kılıçdaroğlu'nun inisiyatifi ile değişince ortaya "aykırı" sesler korosu çıktı. Bir siyasi parti içinde aykırı seslerin olması elbette demokratik ve çok sesli bir ortam olduğunun kanıtıdır ancak CHP'deki aykırı sesler daha çok bir kafa karışıklığının işareti olarak gözükmektedir.


Gürsel Tekin'in "AKP ile de koalisyon olabilir" tarzındaki sözleri parti içi demokrasiden çok bir tutarsızlığın dışa vurumudur. CHP bütün politikasını iktidar partisini hedefleyerek oluşturmuş ve uygulamaya sokmuştur. O zaman "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" denilmez mi?


CHP tabanı öncelikle şuna karar vermelidir: "Gandi Kemal mi? Karaoğlan Kemal mi? Che Kemal mi? Ya da Kemal Kılıçdaroğlu mu?" CHP liderinin rol modeli hangisi olmalıdır? CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu "kararsız" ve "sık değişen" görüntüsünden sıyrılmalı. Rol modelini belirlemelidir.


CHP, muhalefet etmenin dozunu iyi ayarlamalıdır. Sadece iktidara laf edeyim gerisi hikaye mantığıyla devam etmenin bir getirisi yoktur. Yıkıcılığı, politikasının temeline koyarak ortaya alternatif bir model önermemek bir siyasi partinin "reaksiyoner" olduğunu ve zamanla tükeneceğini gösterir.


Bana göre CHP, teşkilatlarını yeniden dizayn etmeli ve politikalarında daha çok "özgürlükler" konusuna yer vermeli. Özellikle gençlik teşkilatının yapılanması gözden geçirilmeli ve gençlere partinin önü açılmalıdır. Bu konuda Türkiye'de gençlere en az şans veren parti CHP'dir.


Sonuç olarak yeni CHP, giderek Baykal'ın CHP'sine doğru evrilmektedir. Bir kısır döngünün içinde hapsolan partinin özgürlükler, sosyal meseleler gibi problemlere çözüm bulması için toplumu ayrıştıran ve kutuplaştıran açıklamalardan ziyade birleştirici bir söylem hedeflemesi gerekmektedir.