Geçen aylardan birinde bir Cumartesi günü Eminönü'ne giderek hayatımın en büyük hatasını yaptım. İnanılmaz bir insan seli ile daracık sokaklarda ilerlemeye çalışırken bir yandan da bu hengameden kendimi nasıl kurtaracağımı hesaplıyordum.


Kapalı Çarşı, Çiçek Pazarı ve esnaf lokantaları derken keşfedilecek bir çok yeri içinde barındıran Eminönü'nü gezmek gerçekten kolay bir şey değil. Zor olmasının yanında bir çok keyifli yanının olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.


Aracınız varsa bir çok park yerini değerlendirebilirsiniz. Benim favorim İstanbul Ticaret'in yanındaki otopark. Gerçi çok merkezde olduğu için her zaman yer bulmanız zor. O nedenle isparkın yol kenarlarındaki park yerlerini de değerlendirmenizi öneririm.


"Park edecek yer bulamam" düşüncesinden sıyrılın çünkü mutlaka park edecek bir yer bulabilirsiniz.


Ben daha çok işin yeme-içme kısmına meyilli olduğum için buradaki lokantalara odaklandım. Hemen İstanbul Ticaretin yanındaki "Meşhur Fasülyem"de mutlaka "Kuru-Pilav+Cacık" yemelisiniz. Aklıma düştükçe buraya mutlaka uğrarım.


Bir de Kapalı Çarşı içerisindeki Tarihi Subaşı Lokantasını da ziyaret etmenizi tavsiye ediyorum. Muhteşem lezzetlere sahip ve son derece temiz bir yer. Hemen karşısında bir dönerci var. Günün her saati kapısında kuyruk olan bu ufacık dükkanda sadece döner ve ayran satılıyor.


Şimdilik izlenimler bu kadar. Gezmeye fırsat buldukça gezmeye ve yazmaya devam...