Şampiyonlar Ligi elemelerinde Young Boys maçı ile talihsiz bir sürece giren ve ardından Malatyaspor'a kupada elenerek kronik krizleri nükseden Fenerbahçe, Aykut Kocaman ve Alex'in inanılmaz performansı ile sezonu mutlu sonla noktaladı.


28 Mayıs 2009'da yazdığım "Aykut Kocaman ve Fenerbahçe" adlı yazıda şöyle not düşmüşüm:



Teknik adam konusunda yapılacak tercihler eğer yurtiçinden olacaksa ki bence bu kesinlikle gereklidir, bu tercih Aykut Kocaman olmalıdır. Aykut Kocaman yıllardır yerli takımlarda yakaladığı başarıyı artık büyük bir takımda uygulamaya koyma aşamasına gelmiştir. Fenerbahçe Aykut Kocaman ile beklenen ve özlenen başarıyı yakalayabilir.

27 Temmuz 2010 tarihli "Aykut Kocaman" yazımda yine Aykut Hocaya verilmesi gereken destek üzerinde durdum:
Bana göre Aziz Yıldırım bu sene bundan önceki icraatlarına nazaran en doğru kararı vererek Aykut Kocaman?ı takımın başına getirdi. Bu noktadan sonra onu taraftar ve medyaya karşı koruması da en önemli sorumluluklarından birisi. Ancak Türkiye?de taraftar ve özellikle Fenerbahçe taraftarının baskısının ne demek olduğunu herkes bilir. İşte bu noktada Aykut Kocaman?a gereken destek verilmelidir.

4 Ağustos 2010 ve Young Boys maçının hemen sonrasında:
Ben her şeye rağmen Aykut Kocaman?da ısrar edilmeli diyorum. Aykut bu işi başaracak. Buna olan umudum hala var?

19 Mart 2011 tarihinde Beşiktaş maçından hemen sonra ise:
Takımın başına geldiği zaman ?filmin nasıl başladığı önemli değil, filmin sonu önemlidir? demişti. İnancımız tam. Bu filmin sonu mutlu bitecek?

diyerek Aykut Hocaya olan güvenimi ortaya koymuştum. Aykut Hocayı "büyük takım çalıştıramaz" diye itham edenler şu aralar köşelerinde neler yazıyorlar bilemiyorum ama bildiğim tek bir şey var o da "istikrarın mutlaka başarıyı getireceğidir..."

Fenerbahçemize şampiyonlar liginde başarılar diliyorum...