Uluslararası İlişkiler disiplininde var olan teorilerden birisi de "konstrüktivizm"dir. Kelime anlamına baktığımızda "yapılandırma" diye çevrilebilir.

Konstrüktivizm, realist paradigmanın materyal anlayışına karşı çıkar. Materyalin karşısına "sosyal"i koymaktadır. Ona göre güç anlayışının yanında uluslararası arenada; din, dil, ırk gibi kimliklerin de önemli rol oynadığını ortaya koyar. Materyal yapıyı yadsımazlar ancak zihni yapıların asıl etkileyen olduğunu ortaya koymaya çalışmaktadırlar.



Konstrüktivistlere göre dünya sosyal bir inşadır.

Soğuk savaşın ardından canlanan bu akım, toplumsal yapının sosyal anlamları üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Konstrüktivizm (sosyal) gerçekliğe ve bu gerçekliğin bilgisine ilişkin metafizik bir duruşu temsil etmesi noktasında ilk olarak (sosyal) bilim felsefesine ve bilgi sosyolojisine ait bir yaklaşımdır. 

Burada üç önemli faktör ortaya çıkmaktadır: Aktörler, yapılar ve bilgi. Bu üç faktör aynı zamanda birbirini de etkilemektedir.

Bu görüşü ortaya atan ilk isimlerden biri Alexander Wendt'tir.

Bunun yanında, devletleri sosyal varlıklar olarak gören, belli değerleri, normları ve kurumları paylaşan devletlerin bir ‘uluslararası toplum’ oluşturduğunu düşünen İngiliz Ekolü de bugünkü konstrüktivist yaklaşımların öncüsü konumunda düşünülür.

Bu konuda önemli bir kaç kaynağı sıralamak gerekirse:

  1. Mustafa Küçük, ULUSLARARASI İLİŞKİLER KURAMINDA  ‘KONSTRÜKTİVİST DÖNÜŞÜ’ ANLAMAK,  http://www.onlinedergi.com/MakaleDosyalari/51/PDF2009_2_19.pdf

  2. Sezgin Kaya, Uluslararası İlişkilerde Konstrüktivist Yaklaşımlar, http://www.politics.ankara.edu.tr/dergi/pdf/63/3/6-Kaya-Sezgin.pdf

  3. Davut Ateş, ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE KONSTRÜKTİVİZM: ORTAYOL YAKLAŞIMININ EPİSTEMOLOJİK ÇERÇEVESİ, http://www.aku.edu.tr/AKU/DosyaYonetimi/SOSYALBILENS/dergi/X1/D.Ates.pdf

Ayrıca Alexander Wendt'in Türkçe de yayınlanan "Uluslararası Siyasetin Sosyal Teorisi" adlı kitabın önemle okunması gerektiğine inanıyorum.