IŞİD ile yaşadığı rehine krizi sonrasında iki basın mensubu infaz edilen Japonya kendi CIA’sını güçlendirmek için yollar arıyor. Rehine krizinden sonra yaşanan bir takım sorunlar bir kez daha Japonya’nın kendisine ait bir istihbarat servisinin olmaması konusunu gündeme getirdi. Japonlar bu konuda dertliler çünkü dışarda diğer istihbarat servislerinin topladıkları bilgilere güvenmek zorundalar.

Japonların kendilerine ait bir dış istihbarat servisleri yok. Onun yerine personeli son derece kısıtlı olan ve içeriye odaklanan bir NPA(National Police Agency) dedikleri iç güvenlik servisleri bulunmakta. Bu servisin topladığı bilgiler de haliyle yeterli değil, dışarda ciddi bir istibarat sorunu yaşıyorlar. Buradan hareketle Japon yöneticiler kendi istihbarat servislerini kurmak için hem CIA hem de MI6 ile görüşmelere başlamışlar. (http://the-japan-news.com/news/article/0001927185)

Shinzo Abe'ye göre Japonya'nın stratejik hareket edebilmesi için stratejik bilgiye ihtiyacı var ve bunu yapabilecek olan da kapasitesi güçlü bir istihbarat servisi olabilir. Ayrıca başka sorunlar da var. NPA mensubu bir yetkilinin verdiği bilgilere göre El Kaide mensubu bir militan 1999 yılından 2003 yılına kadar Japonya'da saklanmayı başarmış ve Japonya'da ilgili birimler bu durumu ıskalamış. Bunun önemli bir istihbarat zaafiyeti olduğu belirtiliyor.

Japonya'nın yeni kuracağı istihbarat servisi ile beraber dışardan gelen bilgiler Ulusal Güvenlik Konseyinde toplanacak ve stratejik analizi burada yapılacak. Abe'nin özellikle Ortadoğu gibi bölgelerde istihbarat anlamında dışarı bağımlı kalmak istemediği söyleniyor ve bu anlamda özellikle askeri istihbarat ta dahil güçlü bir yapının kurulmasını istediği söyleniyor.

Benim en çok merak ettiğim ise Japonya'nın istihbarat faaliyetlerinin Çin'e karşı hangi seviyede olacağı, sanırım bu soru diğer küresel güçlerin de ilgi alanında...