Başlangıçta sıradan kişisel güncellemelerle dolu bir tür çevrimiçi günlük muamelesi gören bloglar son derece güçlü bir iletişim biçimine dönüştü.

Bir zamanlar ana akım medya tarafından görmezden gelinen bloglar şimdi kendileri bu ana akım medyanın yerine geçmiş durumda. Artık medyanın gündemini de sosyal medya belirlemeye başladı ki ana akım medya ile sosyal medyanın etkileşim meselesi başka bir yazının konusu olacak kadar geniş ve önemli bir konu.

Türkiye blog küresindeki ilginçlik uzmanlaşma alanlarının son derece kısıtlı olmasından kaynaklanıyor. Teknoloji, eğitim, yemek, hobi vb. alanlara sıkışan blog yazarlığının bu alanların yanında diğer uzmanlık alanlarına da kayması ve organik içerik üretilmesi en elzem konuların başında geliyor. Gerçi mikro-blogging ile farklı bir katmanda yoğun bir gelişme var ama orada da organik içerikten ziyade bir "fav" ve "retweet" çılgınlığı var. 

Ben Twitter'ın biraz da bu nedenle 280 karakter olayına girdiğini düşünüyorum. Twitter'ın amacı bu platformu daha fazla organik hale getirmek. Zaten yeni nesil blog yazarlığı da mikro ile makro blogging arasında bir yerde konumlanacak gibi görünüyor.

Yeni nesil blogculuğun mikro-blogging, makro blogging ve video blogging arasında gerçekleşecek bir füzyon sonucunda ortaya çıkacağını düşünüyorum. Buna izin verebilecek en verimli platformun ise şu anda Twitter olduğunu söylemek mümkün. Yakın zamanda Twitter'ın karakter sınırını kaldıracağını (en azından makro blogging için daha da genişleteceğini) düşünen ve iddia edenler arasındayım. Eğer bu gerçekleşirse çok daha farklı ve daha etkileşime açık bir blogging deneyimi bizi bekliyor olacak. Ne dersiniz?