Mizah; konuşulmayan, söz etmekten çekinilen veya korkulan şeylerin dile getirilmesini sağlaması açısından harika bir şeydir. Bazıları tarafından ?insanları rahatsız etme aracı? olarak da tanımlanan mizah ülkemizde belirli isimlere bağımlı olarak kendine yaşam alanı bulabiliyor.


Gilles Deleuze ve Eric Sanday mizah konusunda şöyle bir ayrım tanımlamışlar:


1-Dikey Mizah: Espiriye dayanan mizah türü. Yapısı merkeziyetçi ya da hiyerarşiktir. örnekler: cem yılmaz, şarlo, south park, sitcom?lar, erdener abi.
2-Yatay mizah: Neşeye dayanan mizah türü. Dikey mizahtan çok daha az rastlanır. birçok öğenin katılımıyla yavaş yavaş komik bir ortamın ortaya çıkmasına dayanır. Espiriden büsbütün yoksun olmasa da, espiriye güdümlü değildir. Örnekler: hababam sınıfı, jacques tati.(bkz.eksisozluk)



Ülkemizde yapılan mizah az önce de bahsettiğim gibi bir kaç isme bağımlı bir şekilde yürümekte. Bazan farklı soluklar yakalansa da (bkz. TV8 Komedi Dükkanı) dönüp dolaşıp aynı noktada takılıyoruz. Cem Yılmaz, Beyaz, Şahan ve Ata Demirer etrafında dönen bir komedi dünyası... Ya da stand-up dünyası da diyebiliriz. Şimdi bu dört ünlü isimden üçü sinema projeleri ile karşımızda... Son dönemlerde Türk Sinemasının artan gişe hasılatı iştahlarını kabartmış olacak ki bu işe giriştiler...


Cem Yılmaz bundan önceki filmlerinde gayet başarılı bir grafik sergiledi. Bu grafik gişe açısından da son derece doyurucu idi. Diğer namzetler ise bu sektöre henüz yeni girmekteler. İsterseniz filmleri sıralayalım...


Ata Demirer: ?Osmanlı Cumhuriyeti...?


Cem Yılmaz : ?A.R.O.G?


Şahan Gökbakar: ?Recep İvedik?



Bu üç ismin kendi aralarında direk bir rekabet yok. Hatta seyirci kitleleri açısından da benzer yanlar göstermiyorlar. Cem Yılmaz filmlerinde, yaratıcı sahneleri görmek ne kadar yüksek bir olasılıksa bu Şahan Gökbakar filmi için o kadar yüksek değil. Çünkü internette gezen ?Recep İvedik? fragmanında o kadar basit espriler var ki yaratıcılık aramaya gerek bile yok. Oysa bir TV8 dönemini hatırladığımız Şahan daha iyi bir film çıkartabilirdi. Şu da kuşkusuz ki insanlar bu filme giderek katıla katıla gülecekler. Sanırım Şahan Gökbakar da bunu biliyor ve sanatsal yaratıcılık pek de umrunda değil...


Osmanlı Cumhuriyeti filmi ise Gani Müjde menşeli olduğu için mesafeli yaklaşmamız gereken bir film. Çok iyi de olabilir çok kötü de... Bir dönemin çok izlenen dizisi ?Kaygısızlar?daki espri düzeyi bu filme de hakim olursa , filmin önemli sorunlar yaşayacağı kesin ve fakat Ata Demirer gibi maçın skorunu değiştirecek yıldız bir oyuncunun olduğunu da unutmayalım...


Gelelim A.R.O.G?a... Cem Yılmaz fragmanı ile bile olay yarattığı bu filmle , gişe hasılatlarını alt üst edeceğe benziyor. Zaten fragmandan filmin konusunu anlama gibi bir gayret içine girmeye gerek yok çünkü anlaşılmıyor. Ama bunun bir önemi yok nasıl olsa insanlar bu filmlere bir şeyleri anlamak ya da görmek için değil sadece gülmek için gidiyor... En iyisi filmlerin yayınlanmalarını beklemek...