Soğuk Savaş döneminin en önemli projelerinden birisi de Avrupa Birliğidir. Öyle ki projenin ABD tarafından Rusya'nın genişlemesine karşı bir tampon görmesi nedeniyle desteklendiği hatta kuruluşunda bir takım roller üstlendiği de söylenir.


Avrupa Birliği dev bir ekonomik birlik olma hayaliyle ilerlerken son yıllarda ciddi sorunlarla karşılaşmaya başladı. Yunanistan, İspanya derken şimdi de Güney Kıbrıs'ta bankacılık krizi patlak verdi.


Güney Kıbrıs'taki problemin temelinde, bankalarda 100 bin eurodan fazla parası olana yapılacak yüzde 30'luk kesinti kararı , yatıyor. Bu haberin duyulmasının ardından Güney Kıbrıs'ta bir çok kişi bankalara hücum etti. Yalnız burada bir takım ayrıntılara dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum.


Öncelikle Güney Kıbrıs bir vergi cenneti. Yani her yerden ne idüğü belirsiz para buraya amiyane tabir ile akıyordu. Kimse paranın nereden geldiğini ve nereye gittiğini sormuyordu. Özellikle birçok Rus oligarkın parasını yine Güney Kıbrıs'taki bankalarda değerlendirdiği de bilinen bir durum. Son dönemde uluslararası sistemde gerçekleşen hamlelere bakılırsa, Güney Kıbrıs'ın bir takım örtülü para işlerinin gerçekleştiği merkez olma yolunda ilerlemesi bu müdahaleyi getirmiş olabilir.


Ya da AB artık problemi yaratan cezasını çekecek diyor. Bundan önceki sorunları kurtarma paketleriyle halleden AB'nin bundan sonra bu krizleri ödetmeyi planladığı artık ortada...


Sonuç itibariyle AB'nin çok erken hareket ederek Güney Kıbrıs'ı AB'ye almasının ne kadar yanlış bir karar olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Eğer 2004 yılında Annan Planı kabul edilse ve adada birleşik bir devlet ortaya çıksaydı bugün bu sorunların yaşanma olasılığı daha da azalmış olurdu. Avrupa Birliğinin sorunu daha da karmaşıklaştırmak için 2004 yılında yaptığı bu hamle bugün başına ciddi ekonomik problemler açmıştır. Görünen yakın zamanda Güney Kıbrıs'ın birlikten çıkarılması dahi gündeme gelebilir.