ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel'in geçen ay Ortadoğu'ya yaptığı ziyaretler sonrası (S.Arabistan, Katar ve İsrail) bir çok ilgi çekici silah anlaşması imzalandı. Bunların arasında en dikkat çeken anlaşma ise İsrail ile yapılan anlaşmaydı. İsrail'in KC-135 Stratotanker adındaki havada ikmal yapan uçak siparişi vermesi dikkatleri bir anda Ortadoğu'da yaklaşan gerginliğe çevirdi. Boeing KC-135 Stratotanker, Boeing firması tarafından üretilen, Türk Hava Kuvvetleri'nin de kullandığı havada yakıt ikmali yapan uçaktır.




Bir F-16'nın deposunu havada en fazla üç dakika içinde doldurabilir. ((http://tr.wikipedia.org/wiki/KC-135_Stratotanker))



KC-135 Fransa ve Singapur'un da filosunda bulunmaktadır. İlk uçuşunu 1956 yılında yapan KC-135'lerin birim maliyeti 40 milyon dolar. Bu uçak sayesinde uzun menzillere operasyonlar düzenlenebilmekte ve önemli bir maliyet indirimi sağlanmaktadır. Amerikan hava kuvvetleri daha öncesinde Kc-97 Stratotanker'i kullanırken 1956 ile beraber bu uçağın yerini KC-135 aldı. ((http://en.wikipedia.org/wiki/KC-97_Stratotanker)) KC-135'ler ilk önce Vietnam savaşında kullanıldı.


Bu çok işe yarayan uçağın bir çok farklı varyantı üzerinde de çalışan ABD'nin İsrail Hava Kuvvetlerine de bu uçaklardan vermesi akıllara soru işaretleri getirdi. Son dönemde bölgede askeri açıdan aktif ve ofansif bir pozisyona geçiş yapan İsrail, olası bir İran operasyonu için bu tarz yakıt ikmal uçaklarına ihtiyaç duyabilir. Çünkü şu anda uçakları İran'a operasyon yapmak için bir menzil sorunu ile karşı karşıya. Bu nedenle KC-135 alımı İsrail için son derece stratejik bir adım olarak görünüyor.


Hatta, Hagel söz konusu yeni askeri anlaşmanın amacını "İsrail'in hava üstünlünü kesin kılmak" olarak açıkladı. (( http://www.hurriyet.com.tr/planet/23109564.asp)) Yalnız bu satış haberinin hemen ardından Kırgızistan'da ABD Hava Kuvvetlerine ait bir KC-135 uçağının düşmesi bir başka dikkat çeken haber olarak öne çıktı. Habere göre Chaldovar köyü yakınlarında radardan kaybolan uçak üç parçaya ayrılmış şekilde Bişkek yakınlarında bulundu. ((http://www.bbc.co.uk/news/world-asia-22397266))


Yine bu anlaşmanın yapıldığı sırada yeni üretilen bir "sığınak delen bomba" haberi tamamlayıcı bir unsur olarak öne çıktı. Habere göre 50 bin kilo ağırlığındaki ?MOP? denen bu bombalar, İran?ın Kum kenti yakınındaki Fordo nükleer tesisinde yer altındaki reaktörleri yok edecek kadar güçlü. Bombalar ABD ordusu envanterine girdi bile... ABD?nin bu yolla İsrail?in tek başına İran?ın nükleer tesislerine saldırısını önlemeye çalıştığı da söyleniyor. ((http://www.hurriyet.com.tr/planet/23201270.asp))


Sonuç olarak ortadoğuda sular ısınıyor ve olası bir İran operasyonu öncesinde son rötuşlar yapılıyor. Bunun, ABD'nin yeni stratejisi olan "vekiller aracılığı ile savaş" yöntemi aracılığıyla olacağı şimdiden belli. Suriye'ye müdahale etmek yerine bölgedeki güçleri harekete geçiren ABD, İran için de İsrail'i silahlandırmaya devam ediyor. Bunun yanında S. Arabistan ve Katar'a da önemli ölçüde silah verildiği ve bölgenin bir silah deposuna dönüştüğü aşikar. Artık direk müdahale yerine maliyeti daha da azaltarak hatta silah satarak bir anlamda para da kazanan ABD, bölgedeki hegemonyasını müttefikleri aracılığıyla pekiştirmeye devam ediyor.