Hindistan devleti bulunduğu bölgede önemli bir oyuncu olarak göze çarpmaktadır. Gerek teknolojik anlamdaki sıçraması ve gerek insan gücü açısından sınırsız kaynaklara sahip olması ticari potansiyelini arttırırken bir yandan da ekonomik dengesizliği ve yoksulluk gibi sorunları elini kolunu bağlamaktadır.


Hindistan'ın yakında belli olacak yeni devlet başkanı hem dış politikada hem de ülkenin güvenliğini ilgilendiren konularda hızlı adımlar atmak zorundadır. Nisan ayının başlarında Manmohan Sing yaptığı açıklamada Nükleer silahların olmadığı bir dünya global güvenliği daha da arttıracaktır diyerek bir anlamda "nükleer silahların gereksizliğine" vurgu yapmıştır. Bu açıklama iktidarın Hindistan'ın nükleer silahlar doktrini konusunda bir restorasyona ya da köklü bir değişime gideceği sinyallerini vermiştir.


Bu gelişme gerek Hindistan ve gerekse Güney Asya'nın bütün güvenlik dengelerini etkileyecek güçtedir. Nükleer doktrinde yapılacak bir değişiklik aynı zamanda Hindistan'ın dış politikasında da bir takım değişimlere neden olacaktır.


Komşularıyla tutarsız bir ilişkiler ağına sahip olan Hindistan güvenlik açısından kendisini garanti altına alabilecek ve yeterli caydırıcılık gücüne sahip stratejik modeller üzerinde durmaktadır.


Herkesin 16 Mayıs'tan sonra Devlet Başkanı olacağına inandıkları Narendra Modi'nin önünde ciddi bir sorunlar yumağı durmaktadır. Dış politikasını elden geçirmek zorunda olan Modi aynı zamanda Hindistan Ordusunun stratejik anlamda yeniden reorganizasyonu ve ekipman açısından takviyesi için acele kararlar vermek zorundadır.


Hindistan Ordusu, 19.yüzyıldan kalma bir stratejik öngörüye, 20.yüzyıldan kalma silahlara ve 21.yüzyılın hedeflerine sahip görünmektedir. Genelkurmay Başkanının geçenlerde Devlet Başkanına yazdığı mektubun medyaya yansıyan bölümünde Hindistan Hava Kuvvetlerindeki uçakların yüzde 97'sinin çok eski olduğu belirtilmiştir. Kısacası Hindistan Ordusu sos vermektedir.


Görünen yeni Devlet Başkanının önünde çok ciddi sorunların olacağıdır. Hindistan nükleer silahlardan arındırılan bir dünyada rol kapmak istiyorsa konvansiyonel güçlerini ciddi anlamda gözden geçirmek zorundadır. İnsan gücü açısından sorunu olmayan Hindistan'ın önemli bir teknoloji ve mühimmat sorunu bulunmaktadır. Bölgesel mi yoksa global bir oyuncu mu olacağı sorusunun cevabını ise seçimlerin galibi olan iktidar verecektir.